Kayıtlar

Haziran, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ramazan’daki tatlı ihtiyacınızı sütlü tatlılar ile giderin

Resim
Tatlı, Ramazan sofralarımızın vazgeçilmezi. Ancak uzmanlar uyarıyor; Haziran-Temmuz ayı gibi yılın en sıcak ve günlerin en uzun olduğu döneme gelen bu Ramazan ayında, ağır şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıları tercih edin… Ramazan ile birlikte beslenme şeklimizde büyük değişiklikler meydana geliyor. Yemek saatlerinde olduğu kadar, yediğimiz yemeklerin çeşitliliği de artıyor. 16-17 saati bulan açlık ve susuzluk ile sofralar daha zengin tutuluyor, pek çok yemek çeşidi bir arada sunuluyor, iftar davetleri veriliyor. Özellikle de yılın en sıcak, günlerin en uzun olduğu döneme denk gelen bu iftar alışkanlıkları, maalesef sağlığımızı tehdit edebiliyor. Ramazan boyunca uyarılarda bulunan uzmanlar, özellikte ağır tatlı tüketimine dikkat çekiyor. Aslında yaz mevsimi ve sıcak havalar özellikle ağır tatlı tüketiminde düşüşe neden oluyor. Ancak oruç nedeniyle düşen kan şekeri ile gözler, iftar sofralarında yine de tatlı bir şeyler arıyor. Ramazan ayına özel olarak hazırlanan tatlılarımız bile

Zeytinin Faydaları

Resim
Zeytinin Faydaları Sofraların vazgeçilmez lezzeti olan zeytinin faydaları saymakla bitmez. Akdeniz, Ege ve Marmara bölgesinde yetişen zeytinin sadece meyvesinden değil yaprağından ve yağından da yaralanılmaktadır. Zeytin özel makinelerde işlenmesiyle elde edilen zeytinyağı da A, C,E vitamini ve faydalı mineraller bakımından oldukça zengindir. Ayrıca kadınların evlerinde kullandıkları temizlik malzemelerinde de zeytin kabukları, zeytin yaprakları ve zeytinyağı da kullanılmaktadır. Hayatımızın her anında bize fayda sağlayan zeytinin faydaları ise şunlardır: İştah problemi çeken kişiler için doğal iştah açıcı bir özelliğe sahiptir. Bundan dolayı kahvaltı sofralarından hiçbir zaman eksik edilmez. Sağlıklı beslenmek için en önemli öğün olan kahvaltının atlanmaması gerekir. İşte bu nokta da zeytin o mükemmel lezzetiyle iştahsız olan kişilerin iştahını açmada birebirdir. Karaciğer rahatsızlığı olan ya da karaciğer sağlığına önem veren kişilerinde düzenli bir şekilde zeytin tüketmeleri fay

Maydanoz Suyunun Faydaları

Resim
Maydanoz Suyunun Faydaları Kilo vermek için doğru tercih olan maydanozun suyu da çok faydalıdır. Maydanoz içinde bulundurduğu maddeler sayesinde vücutta ki fazla yağların yok edilmesini sağlamaktadır. Maydanoz özellikle her daim genç kalmak isteyen veya genç bir görünüşe sahip olmak isteyen kişiler için bir numaralı bir yiyecektir.Karaciğer rahatsızlığı olan kişilerin maydanoz suyu tüketmeleri tavsiye edilmektedir. Çünkü maydanoz suyunun yağ oluşumunu önleyici özelliği karaciğer de oluşabilecek yağlanmaları yok etmektedir.Kış aylarında çok çabuk grip veya nezle olan kişilerinde hiç tereddütsüz bir şekilde tüketebilecekleri maydanoz suyu demir eksikliği olan kişiler içinde çok faydalıdır. Hamilelik dönemlerinde düzenli bir şekilde tüketilen maydanoz suyu, vücutta ki düşük demir oranını yükseltmektedir. Maydanoz suyu erkeklerin korkulu rüyası olan prostat için faydalı olduğu gibi kadınlarında ağrılı geçen adet dönemlerinde doğal ağrı kesici bir özelliğe de sahiptir. Maydanoz suyu kan

Reflüye Neden Olan Yiyecekler

Reflüye Neden Olan Yiyecekler Son zamanlarda çoğu insanda rastlanan mide reflüsü, yemek borusunun mide girişinde ki kapakçığının genişlemesiyle mide de bulunan içeriklerin yemek borusuna geri kaçmasıyla oluşmaktadır. Mide içerisinde bulunan asit, safra ve pankreas sıvılarının yemek borusuna kaçmasıyla oluşan mide reflüsü mide de şiddetli yanma hissi vermektedir. Reflüyü önlemenin kişilerin kendi elinde olduğu unutulmamalıdır. Çünkü yenilen yiyeceklerin hangisinin mide de yanma hissi verdiğinin tespit edilmesi ve sonrasında bu yiyeceklerin tüketilmemesi reflü şikayetinin hemen hemen yaşanmamasına yol açacaktır. Yediğimiz gıdaların miktarı ve bu yiyeceklere eşlik eden diğer yiyecekler de reflü konusunda önemlidir. Unutmayın ki yiyeceklerin hepsi her insan da farklı bir etki oluşturacaktır. Reflüyü tetikleyen yiyeceklerin başında asit oranı yüksek olan yiyecekler gelmektedir. Bu yiyecekler sağlıklı beslenme konusunda önemli olduğu halde bünyeleri yatkın olan insanlar da reflüye neden

Kabızlığa İyi Gelen Yiyecekler

Kabızlığa İyi Gelen Yiyecekler Kabızlık, gün içerisinde tükettiğimiz gıdalarla bağlantılıdır. Yanlış beslenmeler, uygulanan yanlış diyetler, vücuda yeteri kadar sıvı girmemesi, tam tahıllı gıdaları yeteri kadar tüketmemek, beyaz undan yapılan gıdaların çok fazla tüketilmesi, vücuda çok fazla kafein girmesi, çok fazla çikolata tüketimi gibi daha bir çok yanlış davranış kabızlığa hatta kronik kabızlığa neden olmaktadır. Kabızlığın önlenmesi için yapılması gerekenler şunlardır. Öncelikle vücudumuza günlük posa alımını fazlalaştırmalıyız. Çünkü posa alımı dışkılamayı artıracağından dolayı önemlidir.Yetişkin bir kişini günlük posa alımı yaklaşık olarak 22-30 gramdır. Bu da gün içerisinde tüketilen gıdalara dikkat edilmesiyle sağlanmalıdır.Örneğin günde üç ya da beş porsiyon meyve, hiçbir öğünü aksatmadan çiğ veya haşlanmış sebze,haftanın belirlediğiniz üç gününde kuru baklagil ve tam tahıllı ekmeklerle sağlanmalıdır. Kabızlık problemi olan bir kişini, beyaz ekmek ya da beyaz undan yapıl

Zeytin Yaprağının Faydaları

Zeytin Yaprağının Faydaları Kahvaltı sofralarının olmazsa olmazı olan zeytinin yaprakları da kendisi kadar yararlıdır. Dünyanın en dayanıklı ağaçları olan zeytin ağaçlarının bu dayanıklılığı dışarıdan gelen zararlı maddeleri yok etmeye yarayan, kendi bünyelerinde oluşturdukları bir maddeye bağlıdır. Bundan dolayı zeytin ağaçlarının sadece meyveleri değil yaprakları da insan vücuduna büyük ölçüde fayda sağlamaktadır. Halkın, zeytin yapraklarından yaptıkları ilaçlar 18. yy öncesine kadar uzanmaktadır. Zeytin yaprağı üzerinde araştırma yapan araştırmacılar, zeytin yaprağında 101 tane faydalı madde olduğunu tespit etmişlerdir. Bu maddeler özellikle hayvanlardan insanlara geçen bakterilere karşı çok etkili olmaktadır. Zeytin yaprağı ayrıca fazla yağlanmadan dolayı vücutta oluşan yağ bezelerin yok etmede birebirdir. Çocuklara küçük yaştan itibaren zeytin yaprağı tükettirilmesi, çocukların kemik gelişimini olumlu yönde etkilemektedir. Zeytin yaprağı, insanların korkulu rüyası haline gelen

Susamın Faydaları

Resim
Susamın Faydaları Ülkemizde hepimizin bildiği gibi susam ve susam içeren besinler sık bir şekilde tüketilmektedir. Özellikle baharat olarak kullanılan susam besleyicidir ve içerisinde yoğun bir şekilde E ve B vitaminlerini içermektedir. Bunun yanında mineral bakımından da şaşırtıcı bir şekilde zengindir. Susamın içerisindeki mineraller: Demir, Kalsiyum, Magnezyum, Manganez, Bakır ve Fosfordur. Susamın bilinen en genel özelliği hiç kuşkusuz doyurucu olmasıdır. Bunun nedeni ise lif ve yağ açısından oldukça zengin olmasıdır. Bu lifli yapısı tahmin edilebileceği gibi sindirim sisteminin düzgün çalışmasına oldukça yardımcı olmaktadır. Bu sayede hazımsızlık sorunu çeken insanların en büyük yardımcıdır. Sindirim konusundaki özellikleri sebebiyle kabızlık problemi çeken insanlar tarafından da sıklıkla tüketilmektedir. Susam çoğu insanın bilmemesine rağmen kötü kolesterolü de dürerek kalp ve damar rahatsızlıklarının önüne geçer. Susamın Diğer Faydalarını Sıralayacak Olursak; - Kan şekerini

Taurin

Taurin Nedir? Aminoasit grubundan olan taurin kemiklerde, kan hücrelerinde, kalp kasında yüksek oranda bulunmaktadır. Taurin kan içerisinde bulunan su ve mineral seviyesini düzenlemeye yardımcı olur. İlk defa Avusturyalı bilim adamları tarafından keşfedilmiştir.Hayvanların birçoğunda ve insanlar vücutlarının doğal olarak ürettiği tespit edilmiştir.Özellikle kırmızı ette bulunan taurin süt, balık ve mantar gibi gıdalarda da çok fala bulunduğu tespit edilmiştir. Taurin, vücuda giren yağların ve vücut içerisinde ki yağ çözücü özelliğe sahip olan vitaminlerin kolay bir şeklide emilmesini sağlamaktadır. Taurin kilo almayı engellediği gibi, şeker hastası olanları kan şekerini düzenlemektedir. Pek çok faydası bulunan taurin, kan basıncını düzenlemektedir. Kan basıncını düzenleme özelliği dolayısıyla yüksek veya düşük tansiyondan şikayet eden kişilerin tansiyonlarını da düzenlemektedir. Taurin; potasyum, sodyum, aminoasit ve magnezyum gibi maddelerin vücuda taşınmasında etkilidir. Ayrıca

Menopoz Yaşı Kaçtır?

MENOPOZ YAŞI KAÇTIR? Normal şartlarda bir kadının ilk regl (adet kanaması) durumu 12-13 yaşlarında başlar. Ancak bu yaş skalası günümüzde çocukların anne karnından başlayarak gelişimin daha hızlı ve anatomik yapılarının daha kuvvetli olması sebebiyle 9-10 yaşa kadar inme eğilim göstermektedir. Bu durumu elbette annelerin beslenme ve çocuk gelişimi konusunda daha bilinçli olması, kendilerini bu konuda daha çok eğitmeleri ve daha araştırmacı olmaları desteklemektedir. Kız çocukları ortalama on iki yaşında girerler ve her ay ortalama 20 ile 27 gün arasındaki periyodik süreçte vücuttan bir yumurta atılımı yaşarlar. Bu süre normalde 45 ila 50 yaş aralığına kadar devam eder. Menopoz yaşında alt sınır kırk beş olmakla beraber kişilerin bulundukları yöre, yaşadıkları coğrafya, ten renkleri( koyu cilt-açık cilt tonu),sıcak ve soğuk iklimde yaşamaları menopoz yaş sınırını etkileyen unsurlardır. Türkiye ve Avrupa ülkeleri için menopoz yaşı alt sınırı 45-46 üst sınırı ise elli yaş olarak kabul e

Erken Menopoz Neden Olur?

ERKEN MENOPOZ NEDEN OLUR? Genel olarak son dönemde kadınların iş hayatında daha aktif hale gelmesi ve hamile kalmanın iş kariyerini olumsuz yönde etkilemesini istemeyen kadınlar gebe kalmayı ikinci plana atmaktadır. Daha sonra ise çok istemelerine rağmen hamile kalmaları zorlaşmaktadır. Bu durum genelde bir hekime başvurulup sebepler araştırıldığında erken menopoz sürecinin başladığını ortaya çıkarmaktadır. Bazen de tam tersi olarak evlenme oranının 12-13 yaşına kadar düşmesi, erken ve çoğul gebeliklerin çok erken yaşlarda olması üreme metabolizmasında yoğun hasarlara sebep olmaktadır. Erken menopozda diğer etkenlerden bazıları da yaşanmış bir rahatsızlık sonucu kadının her iki yumurtalığının birden çıkarılması, kimyasal tedavi ya da ışın tedavisi gören hastaların yumurtalıklarının zarar görmesi, kötü alışkanlıklar veya kişinin genetik ailevi yapısının durumu önemli rol oynamaktadır. Eğer kadının ailesinde (anne, teyze, hala, anneanne gibi) diğer kadınlarda erken menopoz olgusuna r

ERKEN MENOPOZ NEDİR?

ERKEN MENOPOZ NEDİR? Bir çocuk dünyaya gelirken erkek ve kız çocuk olarak anatomik açıdan her türlü gelişimini tamamlamıştır. Erkek çocukların testislerinde bulunan sperm hücreleri ve kız çocukların yumurtalıklarında bulunan yumurtalar henüz olgunlaşmadan yerlerini almışlardır. Ergenlik sürecine girildiğinde (ki bu süreç günümüzde artık 11-12 yaşına kadar düşmüştür) vücuttaki bu üreme hücreleri olgunlaşarak faaliyete geçmeye başlarlar. Kız çocuklar ortalama 12 yaşından sonra periyodik olarak 27 günde bir her ay bir tane olmak üzere bu yumurtaları vücuttan atarlar. Bu süreç bir kadında ortalama 46 ile 50 yaşlarına kadar devam eder. Tıp dilinde bu olay regl (adet kanaması) olarak tabir edilir. Bir kadında üreme olgunluğu regl ile başlar ve kadınlar doğurganlığa ilk adımı bu periyotla atarlar.Normal regl süresi (adet kanaması) 12 ile 46 yaş arasıdır. Bir kadında regl sürecinin sona ermesi bazen 35'li yaşlara kadar düşmektedir. Ortalama 35'li yaşlarda başlayan adet kanamalarının

Ramazanda vücut detoksunu güçlendirmenin 7 yolu

Resim
Avrupa'da orucun "açlık tedavisi" olarak tedavi sistemleri arasına girdiğini belirten Dr. Mustafa Yaşar, vücutta biriken toksinler ve serbest radikallerden oruçla arınıldığına işaret etti.  Aynı zamanda Fitoterapist olan Dr. Yaşar, bu detoks sürecini desteklemek için adaçayı, ıhlamur, keten tohumu, çörek otu ve deve dikeni gibi bitkilerden yararlanılabileceğini açıkladı. Özellikle sabah 11.00 - 12.00 arası yarım saatlik uykunun safra sisteminin çalışmasına destek olacağını vurguladı. Uyguladığı doğal tıp metodlarıyla 9 yılda 90 bin hastanın tedavisi için umut olan Dr. Mustafa Yaşar, Ramazan ayında tutulan orucun bedenin iç temizliği ve sağlık açısından büyük önem taşıdığına işaret ediyor. Aynı zamanda Bitkilerle Tedavi Uzmanı (Fitoterapist) olan Dr. Mustafa Yaşar, Ramazan ayı boyunca vücutta biriken ve sağlık sorunlarına zemin hazırlayan serbest radikaller ve toksinlerden arınma sağlandığını kaydederken, bu detoks sürecini desteklemek için her gün bir fincan adaçayı ya da

Kafeinin Zararı Var mıdır?

Resim
Kafeinin Zararı Var mıdır? Kafein az miktarda alınırsa vücuda herhangi bir zararı dokunmaz aksine bilinci uyarır bize faydalı olur. Fakat fazla tüketilmeye başlandığında özellikle de hayati organımız kalp üzerinde bir takım ciddi etkileri vardır. Bildiğimiz üzere kahvede kafein bol miktarda bulunur. Alışık değilsek bir gün içinde 3-4 fincan kahve kalbimizde çarpıntı yapabilir. Yani kalbin hızlı atmasına neden olabilir. Sürekli fazla kahve içenlerde ise aritmi dediğimiz kalbin ritim bozukluğu hastalığı ortaya çıkabilir. Bu da kalbin düzensiz atmasından dolayı damar sertliğine sebep olabilir. Bunun dışında beyni etkilediği için uzun süreli kafein tüketimleri psikolojik bir takım rahatsızlıklara da neden olur. Uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk bunlardan en çok bilinenleridir. Zaten böyle sorunlarınız var ise ve fazla kafeinli içecekler tüketiyorsanız sorunun kaynağı bildiğiniz başka bir neden yoksa bu olabilir. Kafein tüketimini kademeli bir şekilde azaltarak bu sorunlarınızdan kurtula

Omega 3 İçeren Besinler

Resim
Omega 3 İçeren Besinler Omega 3 yağ asitleri vücudumuzun sağlıklı bir şekilde işlevini sürdürebilmesi için önemlidir. Omega 3’ü vücut kendisi üretmez biz tükettiğimiz besinler yoluyla elde ederiz. Omega 3’ün gerekli oranda tüketilmesi çok önemlidir. Çünkü beyin ve kalp gibi işlevi çok önemli olan organlarımızın Omega 3’e ihtiyacı vardır. Omega 3 çeşitli hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır. Omega 3 içeren besinlerin başında ise balık gelmektedir. Balık beynin gelişmesinde, unutkanlığın önlenmesine yardımcı olmaktadır. Fakat bu konuda dikkat etmemiz gereken hususlar vardır. 1.si her balık omega 3 bakımından zengin değildir. Omega 3 daha çok soğuk sularda yaşayan somon balığı gibi türlerde bulunur. Diğer omega 3 bakımından zengin türler orkinos türü ton balığı, sardalya, uskumru ve hamsi balığı gibi türlerdir. 2. husus ise balığın pişiriliş şeklidir. Balığı kızartacaksak zeytinyağıyla kızartmak en doğrusu olacaktır. Çünkü diğer yağlarda balık kızartılığında Omega 3 özelliğini

İdrar Söktürücü (Diüretik) Yiyecekler

Resim
İdrar Söktürücü Yiyecekler İdrar söktürücüler diğer adıyla diüretikler vücuttaki kan basıncını yani tansiyonu düşürmeye yardımcı olurlar. Ayrıca ödeme neden olan dokular arasındaki fazla sıvıyı dışarı atmaya yardımcı olurlar. Kalp, böbrek, karaciğer rahatsızlıkları, regl öncesi sendrom, hipertansiyon gibi durumlarda vücudumuzda ödem adını verdiğimiz su toplama durumu oluşur. Sodyumun hücrelerdeki suyu mesaneye toplamasıyla birlikte rahatsızlık veren bir duruma dönüşür. Diüretik dediğimiz maddeler, vücuttaki bu fazla suyun idrarla birlikte atılmasına yarar. Doğada sentetik ve organik olmak üzere iki çeşitte bulunan diüretiklerden sentetik olanı, uzman hekimler tarafından ilaç olarak yazılmakta ve yan etkileri bulunmaktayken, besinler yoluyla alabileceğimiz doğal diüretiklerin yan etkileri az olmakla beraber, etkileri daha güçlüdür. İdrar söktürücü olarak tüketebileceğimiz başlıca besinler şunlardır: İDRAR SÖKTÜRÜCÜ SEBZE ve MEYVELER • Maydanoz: Metabolizmayı normalden daha hızlı

Sahurda süt içerek tok kalın

Resim
Uzmanlar, sıcak yaz günlerine denk gelen Ramazan dönemini en sağlıklı şekilde geçirmek için sahurda süt içilmesini öneriyor. Protein değeri yüksek olan süt 5 saat boyunca tokluk hissi veriyor. Ramazan ayıyla birlikte sağlıklı beslenme konusuna dikkat çeken uzmanlar, oruç tutanların mutlaka sahura kalkmalarını öneriyor. Uzmanlar ayrıca, sahurun açlık süresini kısaltacağını ve içilen 1 bardak süt ile bu sürenin daha da uzatılmasının mümkün olduğunu vurguluyor. Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, Ramazan ayında beslenme konusunda yanlış uygulamalara dikkat çekerek, sağlıklı bir oruç için mutlaka sahura kalkılması gerektiğini ifade ediyor. İnanç, sahurda mideyi daha geç terk eden, kan şekerini çok hızlı değiştirmeyecek besinlerin tercih edilmesini öneriyor. Bir bardak sütün mide boşluğunu hissettirmeden insanı 5 saat tok tuttuğunun bilimsel olarak da kanıtlandığını belirten İnanç, sahurda 1 bardak süt içilmesi

Menopoza Kaç Yaşında Girilir?

Menopoza Kaç Yaşında Girilir? Dünya genelinde 51 yaş menopoz yaşı olarak anılır. Her ne kadar menopoz için 51 yaş genel olarak kabul edilse de çevreye, ırka, hayat standartlarına ve beslenme tarzına gibi bir takım faktörlere dayanarak menopoz yaşı farklılık göstermektedir. Ülkemiz kadınları yapılan araştırma sonuçlarına göre ortalama olarak 46 ila 49 yaşları arasında menopoza girmektedir. 100 sene öncesinde dünya genelinde bugünkinden 4-5 yaş daha önce menopoza girilmekteydi fakat yine aynı zaman diliminde kızların ilk adet görme yaşı da bugün ki yaşlarından 4-5 yaş önceydi. Bir kadının menopoza ne zaman girileceği aslında doğduğu andan itibaren bellidir. Bunu geciktirmek ya da erkene almak bizim çok fazla elimizde olan bir şey değildir. Fakat bazı faktörler doğrultusunda bu süreyi 1-2 yıl ileri atabilir ya da erkene çekebiliriz. Basit bir örnek verecek olursak sigara içen kadınlar 1-2 yıl daha erken menopoza girmektedir. Yine beslenmenin de menopoz üzerindeki etkisi büyüktür. Erke

Eriğin Faydaları

Resim
Eriğin Faydaları Yaz aylarının gelmesiyle birlikte manavlarda ve sokak tezgahlarında sık sık görmeye başladığımız ve her gördüğümüzde tükürük bezlerimizin salgılanmasına yol açan eriğin sağlığımız için ne gibi faydaları olduğunu biliyor muyuz? İşte bu yazımızda sizlere yaz aylarının vazgeçilmezi olan eriğin sağlığımız için faydalarından bahsedeceğiz. Eriğin Faydaları: - Bir insan her gün vücuduna yeteri kadar C vitamini almak zorundadır. Bunun nedeni ise C vitaminin depolanamaması ve kullanılmayan miktarının hemen vücuttan atılmasıdır. İşte yeşil erik içerisinde de bu C vitamininden bolca bulunmaktadır. Her gün bir avuç erik yemek bu ihtiyacınızı neredeyse tamamen karşılayacaktır. - Yeşil erik yerken çoğumuz adeta dişlerimizi fırçalamışız gibi hissederiz. Gerçekten de her gün erik yemek her gün dişleri fırçalamak kadar etkilidir. Diş ve diş etleri erik yerken temizlenir ve fırçalanır. - Erik pek bilinmese de bağışıklık sistemini hem oluşturur hem de korur. - Erik içerisinde bo

Beyni Kuvvetlendiren Yiyecekler

Resim
Beyin Kuvvetlendirici Besinler Beyin, vücut bazlı düşünüp bakıldığında küçük bir alan teşkil etse de büyük bir mekanizmaya sahiptir. Bu yüzden işleyişini ve mekanik işlevlerini geliştirmek için çeşitli alıştırmalara başvurulur. Bulmaca, puzzlevs. Beyin geliştirici oyunların yanında günlük tükettiğimiz besinlerde beyin gelişimini etkiler. Beynimizi ne kadar koruyup geliştirirsek gün içinde o kadar başarılı olma fırsatını yakalamaktayız. Aşağıda belirtilen besinler beyin gelişiminde etkili olup günlük yaşamınızı da başarılı ve sağlıklı bir şekilde ilerletmenize yardımcı olacaktır. Bellek için; Havuç: Hafıza kuvvetlendirerek beyin mekanizmasını güçlendirip, canlandırır. Ananas: İçerisinde bol miktarda C vitamini bulunmakta ve uzun metin ezberleyenler için fazlasıyla yararı dokunacak bir meyvedir. Önemli elementlerden biri olan manganı da içinde barındırır. Avokado: Asit miktarı fazla olan bir meyvedir ve bu yüzden yarım avokado tüketmek yeterlidir. Mutluluk için; Kırmızıbiber:

Zayıflamak için değil, sağlıklı yaşamak için

Resim
Son yıllarda da zayıflamak için piyasaya sürülen ürünlerin başında yeşil kahve geliyor. Zayıflamak amacıyla piyasaya sürülen yeşil kahvenin etki mekanizmasını içerisindeki klorojenik asit oluşturuyor. Fakat şöyle bir gerçek var ki yeşil kahvenin içerisindeki klorojenik asitin gerçek anlamda etki gösterebilmesi için bahsi geçen kahveden insanların günde 7 fincan içmesi gerekiyor.  Hatta bununla ilgili Dünyaca Ünlü Türk Kalp Cerrahı Dr. Mehmet Öz kendi adını taşıyan Dr. Öz Show’da yeşil kahve ve klorojenik asit özütü arasında ki farkı belirtmiş olmasına rağmen yeşil kahvenin satışları konusunda bu isimden faydalanılmıştır. Geçtiğimiz günlerde de bu reklam çalışmaları sebebiyle Dr. Öz ABD senatosuna ifade verdi. Yeşil kahve ile ilgili yapılan araştırmalar gösteriyor ki klorojenik asidin zayıflatıcı etkisi mevcut. Fakat insanların yeterli seviyede klorojenik asit alabilmeleri için günde en az 6-7 adet büyük fincanda yeşil kahve içmesi gerekiyor. Bu durumda yeşil kahvenin içerisindeki kafe

Ramazan'da 2 Yerine 3 Öğün Yapın

Resim
Uzun ve sıcak günlerde tutulan oruç birbirinden lezzetli yemeklerle hazırlanan sahur ve iftar sofraları ile birleştiğinde Ramazan’da kilo almak ve sağlık problemleri ile karşılaşmak kaçınılmaz olabiliyor. Bu nedenle Ramazan ayında sağlıklı beslenme kurallarına iki kat özen gösterilmesi gerekiyor. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Emine Yüzbaşıoğlu, oruç tutarken doğru beslenme hakkında bilgi verdi. Geceden yemek yiyip yatmak mideye zarar veriyor Oruç tutarken açlık süresinin artması nedeni ile iftar ve sahur olmak üzere 2 öğün yerine akşam saatlerinde bir öğün daha yapmak uygun olacaktır. Uykuya ara vermemek için iftarda yenilenle oruç tutmak veya yiyip yatmak yazın bu uzun günlerinde günün ilerleyen saatlerinde hipoglisemiye ( şeker düşüklüğüne ) bağlı olarak sağlık problemleri ortaya çıkmasına sebep olacaktır Bu nedenle kesinlikle sahur yapılmalıdır. İftarda hafif yemekler yiyerek sonrasında bir ara öğün yapmak gün boyu boş kalan midenin sindirim için zorla

Saç Dökülmesini Önleyen Yiyecekler

Saç Dökülmesini Önleyen Yiyecekler Saç dökülmesi öncelikle genetik ve kalıtsal yönlerden meydana gelmektedir. Fakat bunun dışında tükettiğimiz besinlerde saç dökülmesini tetikleyici etkenler arasındadır. Genetik yönden saç dökülmesi gerçekleşmişse bunun önüne geçmek zor olabilir fakat beslenme yönünden saç dökülmesi gerçekleşiyorsa beslenmemize dikkat ederek bunun önüne geçmek mümkün olabilmektedir. Beslenme alışkanlığımıza önem vermek saçımızın görünümünü ciddi oranda etkilemektedir. Saçlarımızın daha hacimli ve gür çıkmasını istiyorsak bazı yiyeceklerin tüketilmesine özen göstermekte fayda var. Bunlardan bir kaçını söyle sıralayabiliriz. Günlük hayatta sürekli tükettiğimiz besinlerden bir tanesi kuruyemişlerdir. İçerisinde E vitamini bulunduran badem, ceviz gibi kuruyemişler saçlara canlılık ve parlaklık sağlamaktadır. Badem yağları, ceviz yağları gibi aktarlarda kolaylıkla bulabileceğimiz ürünler mevcuttur. Diğer bir yemiş türü olan yer fıstığı ise saçların dökülmesini önleyebil

Parmak Kırıkları Nasıl Tedavi Edilir?

Parmak Kırıkları Nasıl Tedavi Edilir? Parmak kırıklarının tedavisi söz konusu olduğunda el ve ayak parmaklarına yaklaşım aynı değildir. Ayak parmağı kırıklarını tedavi ederken daha fazla tolerans gösterilirken, el parmaklarının yanlış tespit edilerek kaynaması büyük sorunlara yol aşabilir. Vücudun yükünü ayak parmakları değil ayak kemikleri taşır. Ayak parmağının tam olarak olarak düz olmaması çoğu zaman sorun olmaz fakat parmaktaki eğrilik fazla ise ayakkabı giyerken bu eğrilik sorun çıkarabilir. Bu tip durumlarda parmak mutlaka düzeltilmelidir. Ayak parmaklarımızı hemen hiç kullanmayız fakat el parmaklarımızı sürekli kullandığımız için el parmaklarındaki kırıkların küçükte olsa açılı bir şekilde kaynaması parmaklarımızı istediğimiz gibi kullanamamamıza neden olabilir. Nesneleri elimizde düzgün bir şekilde kavrayamayabiliriz ya da doğru tutamayabiliriz. El parmağı kırıklarında mutlaka iki kemiğin ucunun birbirine %100 uyumlu bir şekilde tespit ettirilerek kaynaması sağlanmalıdır. Bu

Hamilelikte El ve Ayaklarda Oluşan Şişmeler

Hamilelikte El ve Ayaklarda Oluşan Şişmeler Gebelik sırasında en çok rastlanılan şikayetlerden bir tanesi de el ve ayaklarda görülen şişmelerdir. Gebeliğin ilerleme sürecine bağlı olarak, şişliklerin görülme sıklığı da artar. Yoğun olarak ayaklarda ve ayak bileklerinde, nadiren de ellerde görülen şişlikler ellerde fazla olduğunda uyuşma, karıncalanma ve güç kaybı şekillerinde kendisini gösterebilir. Gebelik sırasında el ve ayaklarda oluşan şişmeler, annenin vücudunda dolaşan kan miktarı ile vücutta tutulmakta olan su miktarının artmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Özellikle yaz aylarında sıcaklığın artması ve bebek büyüdükçe oluşan basının artışına bağlı olarak, bu tip şikayetler giderek daha fazla yükselir. El ayak şişmesine eşlik eden, yüksek tansiyon ve idrar yoluyla albümin çıkışının artmasına yol açan eklemsi bir hastalığın belirtisi olarak da ortaya çıkabilirler. Bu nedenle durumun tespit edilmesinden sonra anne adayının bir uzmanın kontrolüne başvurması gerekir. Gebelik süre

Kırık Parmak Kaç Günde Kaynar?

Kırık Parmak Kaç Günde Kaynar? Parmak kırığının iyileşme süreci kişinin yaşına göre değişiklik gösterir. Bu süre çocuklarda daha kısa sürerken yaş ilerledikçe iyileşme gecikir. Çocuklardaki parmak kırıkları yetişkinlerden daha çabuk kaynar. Fakat şuna da dikkat etmek gerekir ki çocuklar çok hareketli olduklarından kemiğin kaynamasına fırsat vermeyebilirler. Kemiğin tespitinin iyi yapılması ya da tespitin kemik iyileşene kadar bozulmaması gerekir. Çocuklar buna dikkat etmeyerek tespitlerini kendileri çıkarabilir ve iyileşmeyi ağırlaştırabilirler. Eğer çocuğunuz tespiti bozmaz ise bir hafta ila 10 gün süre zarfı içerisinde kırığı iyileşebilir. Yetişkin bir insanın kırık parmağının kaynaması 1-1,5 ay kadar sürer. Kemiğin geç kaynamasının nedenleri nelerdir? Kemiğin kırılan iki ucunun birbirine az temas etmesi, Açık kırık olması, Kırığın bulunduğu bölgeye iyi oturtulamaması, Kırık kemikler arasında boşluk olması,

Parmağın Kırılıp Kırılmadığı Nasıl Anlaşılır?

Parmağın Kırılıp Kırılmadığı Nasıl Anlaşılır? Parmak kırığı olduğu zaman kişinin canı bir hayli yanar. Parmaklar vücudumuzda en fazla hareket eden organlardan biri olduğu için zaten ağrılı olan kırık bölgenin ağrı şiddeti hareketle birlikte daha da artar. Parmağımızdaki en küçük çatlak ya da kırık elimizin hareketlerini doğrudan kısıtlar. Kırığın ağrısı tüm elde hissedilir. Kırık bölgeyi hareket ettirmeye çalışırsak hem kırığın iyileşmesini geciktirir hem de şiddetli ağrı çekeriz. Parmak derisi incedir ve kırık olduğu zaman ince olan deri şişer. Bu şişmenin nedeni iki kemiğin ucunu birbirine sabitlemeye çalışan bir iç kanamadır. Kırık bizim hareketlerimizi kısıtladığı gibi şişlik de hareketleri daha fazla kısıtlayacaktır. Parmak kırıkları en fazla rastlanılan kırıklar arasındadır. Çoğunlukla röntgen filmine bile ihtiyaç duymaksızın doktorun tecrübesiyle kırık tespit edilebilir. Ayak parmaklarındaki kırıklar ilk el ayaklarındaki kırıklar farklılık gösterir. Eldeki kırık hareketleri

Kulak Estetiğinden Sonra İz Kalıyor Mu?

Kulak Estetiğinden Sonra İz Kalıyor Mu? Kepçe kulak ameliyatı olan kişilerin aklına en çok takılan sorulardan biri olan ameliyattan sonra iz kalıp kalmayacağı konusu çok önem arz etmektedir. İnsanlar bu konuda çok fazla sıkıntı yaşamakta ve bunu gerçekten çok fazla önemsemektedir. Evet, bu kepçe kulak ameliyatından sonra iz kalmaktadır. Ancak bu durum can sıkacak bir durum değildir. Bunun nedeni ise kulağın arkasında olan bu iz çok fazla gözükmemekte ve hatta arkasına geçip de özellikle bakılmadığı sürece fark bile edilememektedir. Kulaklarda ameliyat sonucu ödem oluşumu olabilmekte ve 15 gün ile 30 gün arası kalmaktadır. Ameliyat sonrası doktorların dedikleri dinlenirse bu izler 30 gün içinde kaybolur. Ameliyat sonrası ağrı olmamaktadır. Yatmadan önce mutlaka bant kullanılmalı ve dikişleri korumalıdır. Bunlara dikkat edilirse ameliyat sonra iz kalma ihtimali olmamaktadır. Kulak arkasında olan bu izleri gidermek için doktorunuzu verdiği ilaçları ve tavsiyeleri dinlemeniz gerekmektedi

Adale Romatizması

Adale Romatizması Nedir? Genellikle eklem, kas ve sinir sistemini etkileyen hastalıklara romatizma adı verilmektedir. Romatizma ağrıları vücudun her bölgesinde görülmektedir. Soğuk hava ve rutubet romatizmada büyük rol oynar. Ağrıyan bölgelerde şişlik, yanma, üşüme gibi belirtiler görülmektedir. Romatizma tedavi edilmediği takdirde kalp hastalıkları ya da başka hastalıklara sebep olmaktadır. Adale romatizması genellikle soğuk algınlıklarından sonra görülerek hareket etmenin zorlaşmasına sebep olan bir romatizmadır. Adale romatizmasından korunmak için terli çamaşırları hemen değiştirmek ve üşütmemeye dikkat etmek gerekmektedir.

Hamilelikte aldığınız kiloları emzirerek verin

Resim
Diyetisyenler, yeni annelere hem sağlıklı süte sahip olmanın hem de emzirerek zayıflamanın sırrını veriyor Bebeklerin sağlığı için hiçbir besin anne sütunun yerini tutamıyor. Dolayısıyla anneler bebeklerini sağlıkla büyütebilecek süte sahip olabilmek için gebelikte; “Sen iki canlısın, iki kişilik ye”, emzirme döneminde ise; “ Tatlı ye ki sütün bol olsun” öğütlerine sıkça maruz kalıyor. Bebeğine yeterli besini sağlamak adına her yolu deneyen anneler de bu dönemlerde fazla kilolarla baş başa kalıyor. Yeni annelerin hem sağlıklı süte sahip olmaları hem de vakit kaybetmeden eski formlarına kavuşmaları ise aslında hayal değil. Doygun Ekmek’in sosyal medyada hayata geçirdiği Doygun’la Hayata Dair Projesi’nde Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, yeterli ve her açıdan dengeli beslenildiğinde hem annenin sağlığı ve kilo durumunun hem de bebeğin sağlığı ve anne sütü devamlılığının korunacağını söylüyor. İşte Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar’ın emziklilik dönemindeki annelere önerileri… Emziklilik dön

Diyet yapanlarda baş ağrıları görülebilir

Resim
Bazı besinler baş ağrılarına yol açabilir: özellikle fermante ve işlenmiş ürünlerden uzak durmakta fayda var… Baş ağrısı toplumda en sık görülen şikâyetlerin başında gelmektedir. Türk Nöroloji Derneği toplumun yüzde 90’ının baş ağrısı şikâyeti olduğunu vurgulamaktadır. Başağrısının tedavisi ile ilgili yapılan araştırmalarda özellikle migren hastalarında vücudun enerji üretim metabolizmasının ve bu metabolizmada önemli bir rolü olan mitokondriyal fonksiyonun bozulmuş olduğunu gözlenmiştir. Yapılan araştırmalar tıbbi tedavinin yanı sıra mitokondriyal aktiviteyi destekleyecek tarzda beslenmen programının tedavinin başarısını artırabileceği üzerinde durulmaktadır. Tüm B grubu vitaminler ancak özellikle B2 (riboflavin) vitamininin migren görülme sıklığını %50’ye varan oranlarda azalttığı bildirilmektedir. Karbonhidrat, protein ve yağların metaboliz¬masında önemli rolü olan riboflavin bir enerji sistemi düzenleyicisidir. Günlük gereksinimi 1-1.5 mg arasındadır. Suda eriyen bir vitamin olduğu

Retina Dekolmanı Nasıl Tedavi edilir?

Retina Dekolmanı Nasıl Tedavi edilir? Retinadaki yırtık ortaya çıktığı zaman retinanın ayrılması erken tedavi ile önlenmektedir. Ancak retina ayrıldıktan sonra cerrahi müdahale ile tedavi edilmektedir. Yırtık oluştuğu zaman retina hemen ayrılmadığı için lazer ışını ile kapatılmaktadır. Bu gibi durumda çoğu zaman ameliyat gerekmemektedir. Retina ayrıldıktan sonra ancak ameliyatla eski haline getirilmektedir. Retina Dekolmanı gözde ışık çakması, siyah noktaların uçuşması ve daha sonra da görme kaybına neden olan ciddi bir rahatsızlıktır.

Üzüm Çekirdeğinin Faydaları

Üzüm Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir? Üzümün zaten çok faydalığı olduğunu hepimiz biliyoruz. Pek çoğumuz da üzümün çekirdeğini sevmediğimiz için çekirdeksiz üzüm alırız. Çekirdekliyse de çekirdeklerini yemeyiz. Peki üzümü yerken çekirdeğini çıkarmak ne kadar akıllıca bir hareket ona değinelim biraz. Üzüm çekirdeği zengin bir polifenolik bileşik içeriğine sahiptir. Polifenolik bileşikler en iyi bilinen antioksidanlar arasında yer almaktadır. Bu yönüyle baktığımızda üzüm çekirdeğinin antioksidan bir yapısı olduğunu görüyoruz. Antioksidanlar birçok hastalığın nedenini ortadan kaldırmaktadır. Üzüm çekirdeği bazı ülkelerde ilaç niyetine satılmaktadır. Üzüm çekirdeği kanın taşındığı damarlardaki hasarları onarıcı özelliktedir. Baştan ayağa her dokunun kanla beslendiğini düşünürsek vücudumuzun tamamı için ne kadar çok faydası olduğunu kolaylıkla anlayabiliriz. Ödemlere karşı iyi gelmektedir. Gözlerin özellikle de gece karanlığından daha iyi görmesini sağlar. Yaşlandırmayı geciktir. Cilt kı

Ramazan için Beslenme Tüyoları

Resim
Ramazan ayı boyunca sağlıklı beslenmek ve kilo almamak çok önemli… Kilo vermek, kilo almak ve sağlıklı beslenmek isteyenler için uzman diyetisyen Diğdem Özkahya; Ramazan ayında da vücudun enerji ihtiyacının değişmediğini ve tüm gün aç kalınmasına rağmen, akşam fazla yemek tüketilmemesi gerektiğini vurguluyor. İşte Özkahya’dan Ramazan için beslenme önerileri… Ramazan ayı boyunca oruç tutarken sağlıklı beslenmek ve gerekli besin ihtiyaçlarını almak çok önemli. Bu ayı kilo almadan ve dengeli beslenerek sonlandırmak için, sağlıklı ve formda bir yaşamı tercih eden kişileri deneyimli diyetisyenler ve egzersiz uzmanları ile buluşturan interaktif bir platform olan Diyetkolik.com, Ramazan’a özel tavsiyelerde bulunuyor. Diyetkolik.com diyetisyenlerinden Diğdem Özkahya, öncelikle Ramazan ayı boyunca günde ortalama 15 saat aç kalmanın metabolizmayı yavaşlattığını belirtiyor. Sıcak havalar, uzun süren açlık ve aktivite düzeyinin düşmesi metabolizma hızının yavaşlamasına neden oluyor. Özkahya, metab

Tatilde Nasılsa Yüzüyorum Kilo Almam Demeyin

Resim
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte bütün bir yıl hayalini kurulan tatil planları da hayata geçmeye başladı. Pek çok kişi yaz tatili öncesi diyetlerle fazla kilolarından kurtuldu ancak işin önemli kısmı şimdi başlıyor. Tatilde birbirinden lezzetli yemeklere karşı koymak, sağlıklı beslenmek ve kilo almamak için bazı önlemler almak gerekiyor.  Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Yeşim Çelik, tatilde sağlıklı beslenme hakkında bilgi verdi. Açık büfelerin cazibesine kapılmayın Son yıllarda büyük şehirlerde yaşayan ve dinlenmeye az zaman ayırabilen çalışan insanların tatil anlayışı "her şey dahil" hizmetlerin yer aldığı bir kavrama dönüştü. Ancak sınırlı da olsa bu tatil günleri bazen kilo konusunda sıkıntılara hatta sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta 1-2 dakikada yenilen kalorili bir yiyeceğin yakılması için 2 saatten uzun süre egzersiz yapılması gerektiğidir. Bu nedenle tatil döneminde nasıl olsa yüz

Dış Gebeliğin Tedavisi

Dış Gebeliğin Tedavisi Dış gebelik olduğunda günümüzde kullanılabilen iki adet tedavi çeşitti bulunmaktadır. Bu tedaviler medikal tedavi ve cerrahi tedavi olmak üzere iki çeşitte incelenmektedir. Medikal tedavi daha çok erken tedavi yöntemi olarak görülmektedir. Yani dış gebelikte kritik süreç başlamadan ve belirtiler neredeyse ortaya çıkmadan başlanması gerekmektedir. Bu tedavi genellikle ağrı ve kanamalı süreç başlamadan önce yapılmalıdır. Medikal tedavide amaç cerrahi operasyonlar başlamadan önce gebeliği yavaşlatmak için uygulanır. Bu uygulamada cerrahi tedavi yoktur. Medikal tedavide kısacası ilaç tedavisi uygulanır ve yanlış giden gebeliğin yani dış gebeliğin önüne geçebilmek için ilk evre tamamlanmış olur. Dış Gebeliğin Cerrahi Tedavisi Cerrahi tedavi daha çok kanama yapan dış gebeliklerde uygulanır. Bu hastaların gebeliği tehlikede olduğu için bu operasyonlar gereklidir. Dış gebelik görülen ve ağrılar ile kanamalar başlayan hastalarda bu cerrahi tedavi kadın hastalıkları ve

Kafein Nelerde Bulunur?

Kafein Nelerde Bulunur? Kafein bazı yiyeceklerde doğal olarak bulunduğu gibi yapay olarak da üretilebilmektedir. Tüm dünya çapında 50'den fazla bitkinin yaprağında, meyvesinde ya da tohumunda bulunur. Kola gibi içeceklere ve çikolata gibi bazı diğer yiyeceklere katkı maddesi olarak ilave edilmektedir. Sağlıklı yetişkinler için günlük en fazla kafein tüketimi 300 mg civarında olmalıdır. Kalp, karaciğer, şeker hastalıkları gibi kafeine duyarlı bazı hastalıklarda günlük doz daha düşük tutulmalıdır ve mutlaka doktor kontrolünde tüketilmelidir. Peki kafein nelerde bulunur? Kafein daha çok kahve de bulunmakla birlikte, ekpresso, çay, yeşil çay, yerba mate(paraguay çayı), buzlu çay(ice tea), kola, enerji içeceği gibi içeceklerde bulunur. Kakaoda da kafein bulunur. Kakaoda olduğu için kakaodan yapılan çikolata da ve çikolata içeren tüm yiyeceklerde kafein bulunur. Brezilyanın Amazon bölgesinde bulunan bir bitki olan guarana'nın tohumlarında yüksek dozda kafein bulunur. Enerji içece

Hamilelik Döneminde Ortaya Çıkan Çatlaklar Önlenebilir Mi?

Hamilelik Döneminde Ortaya Çıkan Çatlaklar Önlenebilir Mi? Gebelikler sırasında özellikle göğüs bölgesinde ve karın bölgesinde ortaya çıkabilen çatlaklar, hamilelerin en çok şikayet ettiği rahatsızlıklar arasındadır. Bu çatlakların ana oluşum sebebi ciltte oluşan gerilmeler olmakla birlikte, her zaman gerilmeler çatlakların oluşmasına sebep olmazlar. Bazı durumlarda hamileliğe rağmen fazla kilo almayan kişilerde bile cilt çatlakları oluşabilmektedir. Bu durumun tam olarak nedeni belirlenememiş olsa da genetik yatkınlık, kötü beslenme koşulları, kötü yağların ve kötü şekerlerin sık tüketilmesi çatlakların oluşmasında önemli rol oynarlar. Çatlakların oluşmasını engellemek için yapılabilecekler arasında çok kilo almamak, dengeli beslenmek, iyi beslenmek, bir takım doğal yağların tüketilmesi ve özellikle bol ve sık olmak suretiyle tüketilecek olan su gösterilmektedir. Gebelik dönemi süresince çatlakları önlediği iddia edilen birçok çatlak kremi olmakla birlikte, bu kremlerin tıbbi etkil

Bitkisel Yağlar Nasıl Elde Edilir?

Bitkisel Yağlar Nasıl Elde Edilir? Bitkisel yağlar sabit ve uçucu yağlar olmak üzere ikiye ayrılır. Sabit yağlar sıkılarak elde edilmektedir. Sabit yağlar için örnek verecek olursak zeytinyağı, ayçiçekyağı, fındıkyağı bunlardan birkaç tanesidir. Sıkılarak elde edilen yağlar soğuk sıkma yöntemi ile elde edilir ve bu şekilde bozulmadan elde edilirler. Eğer ısıyla elde edilirse o yağ sabun yapmak için kullanılabilir. Uçucu yağlar koku veren yağlardır. Bunlarda lavantayağı, gülyağı, adaçayı yağı, biberiye yağı gibi yağlardır. Uçucu yağları koklamanın öğrenme kabiliyetini arttırdığı, unutkanlığı giderdiği, hafızayı güçlendirdiği bilimsel çalışmalar ile ortaya konmuştur. Fakat burada dikkat edilmesi gereken piyasada bir çok sahte ya da kalitesiz yağın varlığıdır. Uçucu yağlar mutlaka doğal olmalıdır. Aksi halde bir fayda görmek mümkün değildir. Lavanta yağı diye aldığınız lavanta kokan bir yağın gerçek lavanta olmama ihtimali de vardır. Lavantanın koku veren maddesini sentez yoluyla çoğalt